6 Kasım 2011 Pazar

Kurban 1

Gece uykusuz kalıp sabaha kıtap okumak midemı bulandırmıs ama yatmamak için kendimi sürekli dürtmek zorundaydım.  Çünkü sabah olunca bayram namazına gidecektik eğer uyursam bayram namazını kacırabilirdim. Yılmadan devam ettim kitap okumaya ve sonunda vakit geldi bayram namazını kılmak için çıkıyorduk evden.  Normalde Lübnan soğuk bir ülke degil ama o günlerde senenin en soğuk günlerini yaşıyorduk. İyice giyinmiştim. Üstümde giydiğim kazağımı lübnana zorla getirmiştim yanımda. İhtiyacım olmayacağını düşünmüştüm. Ama iyiki getirmişim. Namaza alt komşumuz ve çocuklarından bir tanesiyle gittik. Şansa olacak ki tuttuğumuz evin hemen altında türk bir komşumuz vardı. Bize ilk geldiğimiz andan itibaren Lübnan ı tanıttı. Her zaman verecek bir öğüdü vardı. O bizi öz çocukları gibi bizde onu öz babamız gibi kabullendik burada yaşadığımız süre içerisinde.
                Hep beraber safımızı tutmuştuk ve Allahuekber.  Bayram namazının havası bende her zaman ayrı olmuştur. 7 kere Allahuekber ve sonrasında 5 kere Allahuekber. Çok farklı geliyordu bana.  Namaz çıkışında bayramlaştık. Ve ardından günün anlam ve önemi kurban kesimi. Burada kurban kesimleri Türkiye’dekinden çok farklı olur. Camiye paranı verirsin. İsmini yazarlar ve sana saat verirler.o saatte gider kurbanı kestirirsin.. Bu bizim kafamıza yatmıştı. Ama her şey söylenen gibi olmuyordu. Bizim saatimiz 13:00 tü. Eve gittik. Yorgun olduğum için yol boyunca aklımdan hep yatmak geçmişti. O da ne meğersem tüm evv halkı uyumak için yer arıyormuş. Herkes saat 1 e alarm kurmuş ve yine birbirlerine güvenerek yatmışlardı. Nasıl olsa birisi kaldırır. Saat 1 de kalkan ben olmuştum. Geç kaldığımız için herkesi velveleye vererek kaldırdım. (kalkmaya niyetin yoksa alarm kurma) 5 dakika sonra herkes kapıda olmuştu bile. Camiye gittik. Günün en büyük şoku koyunumuzu kezmişler. .  içeride çok sayıda kurbanlar vardı. Kesilmiş, derileri soyulmuş ve bacaklarından aşağı sallandırılmış. Ve o koku. O arada elinde 1 kaç kağıt olan bir adama yaklaştık.’bizim koyunun başında olmamız lazım’ dedi en yakın arkadaşım.(mideni üşüttüysen bu aralar bir şeyler kötü gidebilir) Adam ‘ önemli değil Allah biliyor ve kabul etmiştir’ dedi. Ama biz bu cevabı verdikten sonra itiraz edince bize kesim bölümüne geçip kesimini görebilecekleri bir koyun getirdiler.  Sistemin bu şekilde olduğunu bilmediğimiz için fazla gevelemedik. Ve ardından ayaklarından asılmış koyunlardan bir tanesini 8 parça halinde siyah poşetlerle eve götürmenin derdine düştük. Eve kalın et parçalarını bırakıp türkiye’deki ailemi aramaya gittim. Yaklaşık 60 metrekare bir apartman dairesinde bulunan bir telefoncudan dünya’nın bir çok ülkesini arayabiliyorduk.. İlk önce annemi aradım.. çalıyor, çalıyor…….cevap yok..  babamın numarasının yazılı olduğu kağıdı veriyorum. Adam alışmışlıkla beraber hızlıca tuşluyor . çalıyor…çalıyor.. cevap yok. Neyse diyorum. Yakıyorum bir sigara. Ohhh dünya.. içime çekiyorum. Eve gidip eti bir güzel kemiklerinden ayırıyoruz. Etin kemiklerinden ayrılması insanı canileştiriyor. Bunu keşfediyorum. Bıçağı ser darbelerle bolca etin bulunduğu bir kısma saplıyorum saplıyorum saplıyorum.. zevk aldığımı hissediyorum ve duruyorum birden. Yapmamam gerek yine canileştim ve dışarı güzel bir görüntü vermiyorum. Tekrar etlere dönüyorum. Kemiklere yapışmış etlere. Fazla uzatmıyorum..
                Odama çekiliyorum. Etlerden dolayı iştahım kaçıyor. Akşam yemeğini unutuyorum bu arada.

Tekrardan selam ederim...

Sevgili blog okurlari su an bulundugunuz blogda bir jenerik degistirmesinden dolayi ve araya giren bazi sikintilardan dolayi uzun suredir ara verdim.. Ama en kisa zamanda yeni jenerikle beraber dopdolu iceriklerle karsiniza cikacam..Daha Anlatacak Cok Seyim Var... Saygilar ederim.......

10 Kasım 2010 Çarşamba

Öyle Bir Giderim ki/Sunay Akın

Öyle bir giderim ki; kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!
Ben yaşadıklarımın hiçbir...ini unutmam.
Ama evet! Yeri gelir susarım.
Canımı çok yakan şeyler olur am...a yinede susarım, tükenirim.
Buna izin de veririm aslında. Salaklığımdan mı? Hayır!
Ben kimseye ''GİT'' de demem, diyemem.
O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır.
Ona o kadar şeye rağmen, o kadar değer veririm ki, Hergün yaptıklarına utansın diye.
Ama bir gün öyle bir giderim ki;
Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!
 

Sunay AKIN

9 Kasım 2010 Salı

Anlatamıyorum/Orhan Veli

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum. 
 

Akdeniz Yaraşıyor Sana/Can Yücel

Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin bir çocuk havladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği
Hayatta yattık dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım
Ben senden öğrendim deniz yazmayı
Elimden düşmüyor mavi kalem
Bir tirandil çıkar gibi sefere
Okula gidiyor öğretmenim
Ben de ardından açılıyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Dönüyor dönüyor başımda
Senle yaşadığım günler
Gümüş bir çevre oldu ömrüm
Değince güneşine
Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
Gözlerim kamaşınca senden
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukça yosundan yeşil
Kulaç attıkça mavi
Ben düzde sanırdım yıkıntım
Örenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer
Senle çıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri bükümlü
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe doğru
Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize

Can Yücel

FOTOĞRAF/Cemal Süreyya

           Durakta üç kişi
           Adam, kadın ve çocuk.

           Adamın elleri ceplerinde
           Kadın çocugun elini tutmuş.

           Adam hüzünlü
           Hüzünlü anılar gibi hüzünlü.

           Kadın güzel
           Güzel şarkılar gibi güzel.

           Çocuk,
           Hüzünlü anılar gibi güzel
          Güzel şarkılar gibi hüzünlü.

Cemal Süreyya

12 Ekim 2010 Salı

New York'ta 5 Minare(5 Kasım)


Mahsun Kırmızıgül yönetmenliğinde çekilen bu film 5 Kasım da vizyona giriyor.Mahsun Kırmızıgül'ün Önceki filmleri gibi yine toplumsal sorunları ele alıyor.Film 11 Eylül saldırılarından sonra Amerika ve Dünyanın islam paranoyasını gözler önüne seriyor.Ayrıca film Türkiye nin yakın dönemini sorguluyor.
Filmin kadrosunda Mahsun Kırmızıgül, Haluk Bilginer, Mustafa Sandal, Engin Düzyatan, Zafer Ergin, Ali Sürmeli, Salih Kalyon, Murat Ünalmış, Hüseyin Danyal, Eşref Kolçak, Suna Selen, Yüksel Arıcı ve Ümit Okur'un yanı sıra yabancı oyuncular da yer aldı.

Filmin görsel efektlerini Robert Rodriguez, Quentin Tarantino, Renny Harlin, Spike Lee, Cohen Brothers ve Jim Jarmusch gibi isimlerle çalışan Manuel Ray Gonzalez yaptı. Dikkat Tarantino, renny Harlin bu isimler boru değil.

Bisqilet (Bisiklet)


Varoş Mahallelerde çöp toplayan baba ve oğul yarım bir bisiklet bulurlar.Başka bir yaşlı adam bir tekerlek bulur.Çocukla yaşlı adam lastik veayakkabı takası yaarar ancak yaptıkarı takas ikisine de yaramaz.

İşte bu kısa film ödülden ödüle koşuyor.Şu an 47.Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivalinde ve 22.Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivalinde yarışmaya devam ediyor.Film şu an 1.Türkiye Psikiyatri Derneği Kısa Film Festivalinde 1. lik ödülü aldı.Son olarak filmi yöneten insan Serhat Karaaslan..

INGLOURİOUS BASTERDS(2009)


Quentin Tarantino nun mehteşem filmlerine 2009 yılında eklenen harika bir kurgu filmdir.Yahudi soykırımından kaçan küçük bir kız, avrupanın diğer ucunda Albay Aldo.Nazilere yönelik intikamı almak için toplanan yahudi asıllı Amerikalı bir grup asker toplanır.Küçük kız büyüyüp başka bir kimlikle dolaşmaya başlar.Her iki tarafta nazilerden intikam arayışına girer ve kaderleri bir yerde kesişir.
Kısa kesip övgüleme kısmını geçiyorum.Brad Pitt gibi birisi Quentin Tarantino filminde oynayacakta izlemeyecez.
Açıkçası bu yani başka bir açıklaması olamaz.

Quentin Tarantino"ya sormuşlar en beğendiğin şey ne olmuş bu filmde?
-"Nazilere karşı sinemanın gücüyle karşı koyulması hoşuma gitti"demiş.
Neyse okuyanlara tavsiyem filmi izemeyen varsa izlesin biraz bu film üzerinden muhabbet edelim.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Shawshank Redemption


Ne kadar İMDB puanlarını takmasam da 500.000 kişinin oyuyla 9.2 puanda olan ve ölmeden önce izlenmesi gereken filmlerden biri.Hayatım boyunca bu filmi kendime kilit vurmadan önce(sosyal olarak) izleyeceğime söz vermiştim.Daha izleyeli 3 ay oldu ve filmin tamamı aklımda.Gerçekten gelmiş geçmiş en güzel filmdir.
1994 yapımı frank Darabont yönetmeliğinde ve Stephen Kings in öyküsünün uyarlaması olan filmin baş rölünde üstad morgan freeman ve tim robbins oynamaktadır.
Tamamiyle arşivlerimize girmeye hak kazanan bir film.Bu yazımı yazdıktan sonra ne kadar geride kaldığımı hatırladım.

QUEEN-Bohemian Rhapsody


Sözlerini Queen grubunun üyesi olan Freddie Mercury nin yazdığı hoş bir parçadır.Rock opera tarzı yorumlanmış.Melodi kulağa biraz acayip gelsede ticari anlamda çok başarı elde etmiş bir parça.Hatta o kadar iyi ki şu an evinizde oturmuş queen dinliyorsanız bu şarkıya borçlusunuz sayılır.Ayrıca Queen i dünyanın en iyi grupları arasına sokmasına baya baya işe yaramış.Dikkatlice dinlerseniz şarkının aralarında Bismillah! dediğini duyacaksınız.Parçanın bir kısmı;

8 Ekim 2010 Cuma

Radiohead


En sevdiğim alternatif rock grubudur.Grubun başında usta ingiliz insan thom yorke ayrıca grubun vokalistidir.Bana alternatif rock müziğini sevdiren insandır ayrıca kendileri.Davranışları ve grup içinde yaptığı cool hareketlerle herkesin ilgisini çekmeyi başlamıştır.Thom u fazla anlatmadan grubun diğer üyelerine geçelim.Jonny Greenwood, bas gitarist olmakla beraber kendisini diğer enstürimanlarda da görebiliriz.Ed O'Brien, gitar ve arka vokalden sorumlu ve son olarak Phil Selway davul ve perküsyondan sorumlu grup üyeleridir.
Bu grup kendi zamanının en yaratıcı grubu olarak adlandırılmıştır.Grubun üyeleri Oxfordshire'deki Abingdon school da sadece cuma günü müsait oldukları için okulun müzik salonunda çalışıyorlarmış.Bundan dolayı grubun ilk ismi On A Friday olmuş.Daha sonra zamanla Talking Heads Grubunun True Story albümündeki "radio head" şarkısından etkilenerek grubun adı Radiohead olmuştur.

14 Eylül 2010 Salı

Arcade Fire-neigborhood#2

Alexander, our older brother,
set out for a great adventure.


He tore our images out of his pictures,
he scratched our names out of all his letters.

Our mother shoulda just named you Laika!

Come on Alex, you can do it.
Come on Alex, there's nothin' to it.
If you want somethin' don't ask for nothin,
if you want nothin' don't ask for somethin'!

Come As You Are-NİRVANA

Amerikan Grunge grubunun en iyi ikinci parçasıdır.Smell Like Teen Spirit(1991) den sonra çıkan parçanın klibi çok konuşulmuştur.Bu iki şarkı grunge parçalarının popülerleşmesini sağlamışlardır.Come As You Are parçası Nevermind albümünde bulunmaktadır.Albümdeki parçalar şöyledir;

13 Eylül 2010 Pazartesi

How I Met Your Mother 6. sezon

How I Met Your Mother dizisinin 6.sezon ilk bölümü 20 Eylül de başlayacak.Yeni sezonun ismi Big Days olarak açıklandı.Big Days ne anlama geliyor.Bence son sezon alarmı veriyorlar.Röportajlarında meşhur anne nin Cindy nin ev arkadaşı olduğu doğrulandı.Ayrıca annemiz meğersem MacLaren's Bar da takıldıklarını açıklayan Craig Thomas ve Carter Bays bu bölümde annemizle ilgili baya bir ipucu vereceğe benziyor..

Space Monkey-Placebo

Yaklaşık 2 gündür dinlediğim bir parça.İnsanı hafiften bir melankolik bir havaya sokabiliyor.Defalarca dinle diye tenbihlendim arkadaşlarım tarafından pek te kulak asmamıştım.Fakat gerçekten sağlam parçaymış.
Ayrıca Placebo grubunun Meds albünün bir parçasıdır.Grup bu albümü Fransa'da kaydettikten sonra "köklerimize döndük" yorumu dikkatlerimizi çekmiştir.Ayrıca albümde bulunan diğer single ların listesi şöyle;


Tek İhtiyacımız Zaman..

Bizde bir şeylerin ucundan tutalım, sizlere bildiğimiz şeyler hakkında paylaşım yapalım dedik.sonunda bir baktık ki blog tayız.Buraya kadar geldik fakat biraz zamana ihtiyacımız var dedik.Her işi sabırla yapmanın farkındayız sizden de gösterdiğiniz anlayış için teşekkür ederiz..